Hindistan 2018 Khajuraho Orchha Jhansi

burst Geldik Khajuraho ya …

24 Şubat 2018

Varanasi den iki buçuk üç saat gibi geçen bir süre de tapınaklarıyla ünlü olan Khajuraho’ya ulaşmıştık. Bu şehrin enerjisi daha havalimanından içeri girdiğinizde değişik geliyor insana.

Bizi bekleyen aracımız ve rehberimizle buluşup yola revam olduk.

Kanderiya Mahadeva Tapınağı’na geldiğimizde o yeşillikler içine oturmuş tapınaklar bizi etkilemeye başlamıştı. Bu motiflerin günümüze kadar ulaşması, ilk kez 1838 yılında bir İngiliz albayı olan TS Burt tarafından keşfedilmiş sık bir ormanın olduğu bu bölge. dav

Tapınaklar ve üzerinde ki işlemeler görülmeye değer gerçekten. Bu yapılarda kama-sutra en ince ayrıntılarıyla anlatılıyor.

Kama sutra nedir peki?

Kamasutra M:Ö: 4. Yüz yıl ile 2.yüz yıl arasında antik Hindistan’da yazılmıştır.

Hindu dilinde Kama zevk Sutra ise kitap demektir. Cinselliğin  anlatıldığı bu yapılarda  kamasutra bilgileri sanıldığı gibi kişiye sadece nasıl seks yapıldığını anlatmaz. Bu eserlerde anlatılmak istenen cinselliğin sadece bir zevk değil kişiyi tanrısallığa taşıyan içimizde ki gücü açığa çıkaran bir uygulamadır. Bu figürlerin bazıları aşkın tarihçesi bazıları ise cinselliğin eğitimi olarak ortaya atılmıştır.

dav

Koca bir tarih bu yapılarda anlatılmış.

Bu tapınağın etkisinden sıyrılmaya çalışarak geldik Jain tapınağına.

Hinduizmden farklı olarak Jainizm dini ya da felsefesi de var. Bu tapınak Jain tapınağı; ruhların eşitliği ve özgürlüğüne inanan bir felsefe. Jain liderinin 3 metre boyunda ki heykelini tapınağın içinde görebiliyorsunuz. Jainizmde insanlar ya çıplak veya yarı çıplak olurlarmış. Jainizmin budizme göre farkı Budha’nın aydınlanması üçüncü gözünden olmuş ve

davonu simgeleyen işarette iki kaşının arasına yapılıyor. Jain heykelindeyse elmas işareti  kalp bölgesinde,

Jain’in aydınlanması kalptenmiş.

Bugün gözümüz tapınaklara iyice  doyduktan sonra; bu tapınaklardaki figürlerin minyatürlerini yapan taş oyma sanatının yapıldığı bir yere gittik. Orada da biraz alışveriş yaptıktan sonra artık sıra gelmişti otelimizde mis gibi akşam yemeğimizi yemeğe. Hint yemekleri birbirinden güzel. Aç kalmak şöyle dursun kilo almaya başladık burada.

Ramada Otel de kaldık ve otelimiz çok konforluydu. Akşam yemeğinden sonra otele yakın bir yerde Dans Festivali vardı. Seyretmesi oldukça keyifli, Hint danslarının yer aldığı bu gösteride konuyu tam anlamasakta Hanuman efsanesinden bahsedildiği belliydi.

dav

Çok etkileyici bir günün adından otelimize dönüp, acaba yarın neler göreceğiz? diyerek daldık uykuya.

25 şubat 2018 Orchha….

Konforlu bir kahvaltının ardından otelimizden ayrılarak Orchha ya doğru aracımızla yola çıktık. Güle oynaya şen şakrak, şarkılar söyleyerek yaptığımız bir yolculuktu.

Orchha ya ulaşmadan yol üzerinde Beddva nehrinin kıyısında bir yerde nefis öğlen yemeğimizi yedik. Nehrin yanında biraz dinlenip fotoğraflar çektikten sonra  Orchha’ya ulaştık. Orchha, 15. yüzyılda Orchha’nın ilk kralı olan Bundela şefi Rudra Pratap Singh tarafından kurulmuş. Kale, üç önemli saraydan ibaret. Raj mahal, Jahangir mahal ve Sheesh Mahal.

dav

 

Ram Raja tapınağı  Lord Rama’ya (Lord Vishnu’nun enkarnasyonu) adanmıştır. Ram Raja Tapınağı, Lord Ram’ın bir sarayda bulunduğu ve Kral olarak taptığı Hindistan’daki tek tapınaktır. Ram Raja tapınağını ve duvarlarında freskleri görmekte oldukça etkileyiciydi. Enerjisi daha farklı dingin tarihi ve görsel zenginliği yüksek olan bir yer Orchha.

 

dav

Tapınağı gezdikten sonra yerel pazarını dolaştık. Bir tapınaktan çıkarken gelin ve damatla fotoğraf çektirirken damadın ve gelinin elinin boyalı olduğunu fark ettik. Onların adetlerinde evlenenler ellerini boyayıp duvara el baskısı yapıyorlarmış. Bu tapınağın içine girip orada ki küçük seremoniye tanık olurken bende taze çiçeklerden yapılma boyunluğumu hepimiz adına güzel niyetlerle o tapınağa bıraktım. Orchha ya da veda etme zamanı gelmişti, yollar çok kalabalık ve biz trene yetişmeliydik.

Jhansiye doğru yola çıktık.

 

Hindistan ile ilgili tek olumsuzluk Jhansi ye girer girmez ya da arabadan indiğimiz anda o bölgeyi sarmış olan idrar kokusuydu. Neyse ki trenin içinde o koku yoktu ve 3 4 saatlik

dig

rahat bir yolculuğun ardından Agra’ya ulaştıktan sonra doğru otelimize gittik. Bu otel diğerleri gibi değildi ama bizim için her dakika öyle keyifli geçiyordu ki ufak tefek eksikliklere takılmıyorduk. Bu seyahatte en çok yaptığımız şey gülmekti.  Her şey bizim için çok keyifli devam ediyordu.

”Yarın için hazırız . Bekle bizi Tac Mahal” diyerek yumduk gözlerimizi.

Devamı bir sonraki Agra,Delhi, Rishikesh yazımda..kart

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.