Terim ilk kez ABD’li psikoloji profesörü ve parapsikolog olan Charles Tart tarafından ortaya atılmıştır. Elektroansefalograf aygıtının icadı, beyin dalgalarının ölçülebilmesine ve insanın “uyanık şuur hali”nden farklı olan şuur hallerinin sınıflandırılabilmesine olanak sağlamıştır. (Beyin dalgalarını 1924’de keşfeden Alman psikiyatr Hans Berger ile başlayan laboratuar testleri sonucunda beynin alfa, beta, teta ve delta dalgaları diye adlandırılan elektriksel etkinliklerde bulunduğu saptanmıştır.)

Bu alandaki bilimsel araştırma sonuçlarına göre, örneğin hafif hipnoz, meditasyon, dalgınken düş görme, uyku-uyanıklık arası gibi hallerde beyin, alfa ritmi denilen, 8 Hz. ile 13 Hz. arası dalgalar yayınlamaktadır. Beta dalgaları (14-27 Hz.) ise yalnızca insanın olağan “uyanık şuur hali” sırasında yayınlanmaktadır.

Beyin dalgalarının elektroensefalograf (eeg) cihazı ile dört çeşidi keşfedilmiştir.

Beta: zihnin uyanık olduğu, mantıklı düşünülen, somut problemler çözülmeye çalışılan zamanlarda ortaya çıkan dalgadır. hızlıdır, sert iniş-çıkışlıdır. dört dalga arasında frekansı en yüksek olandır. bir konuyla meşgulken, heyecanlanıldığında ve çevre faktörlerinden fazlaca uyarı alındığında oluşur.

Alfa: biraz rahatlama, heyecanın yatışması, bilincin serbestleşmesi durumlarında görülür. hayal kurulduğunda veya herhangi bir şey görselleştirildiğinde de bu dalgalara rastlanılabilir.

Teta: zihnin bilinçsiz olduğu durumlarda, uyku halinde ve derin meditasyonda ortaya çıkar. bu dalgalar, aynı zamanda, bastırılmış duyguların ortaya çıkarılmasında veya yaratıcılık için gerekli bağlantıların kurulmasında önemli rol oynar.

Delta: bilinçsiz zihnin derinliklerinde, uykunun en derin evrelerinde görülen; düşük frekanslı, düzensiz dalgalardır.

Yatakta kitap okurken beta, uyku geldikçe düşük frekanslı beta, kitabı bırakınca alfa, uyku bastırdıkça teta, uyku derinleştikçe delta dalgaları daha çok görülür. beyinde aynı anda tek bir dalga yoktur. bir tür dalga baskın olsa bile, tüm dalgalar üretilir.

Öğrenme betada değil, alfada daha başarılıdır. beynin alfa dalgaları yayması, sakin ve huzurlu hissedildiğinin kanıtıdır. bununla beraber, uykuda yabancı dil öğrenme teknikleri, teta ve deltada da beynin öğrenmeye açık olduğunu gösterir.

Yaratıcılık; alfa, teta ve delta hallerinde yüksektir. uyanma esnasında bu dalgalar görüldüğü için, uyanma anı ve uyandıktan hemen sonrası yaratıcılık açısından verimlidir.

Rene Descartes, bu durumdan fazlasıyla yararlanmıştır. zayıf ve çelimsiz bir çocuk oluşu, 8 yaşından itibaren 10 yıl devam ettiği cizvit okulundaki müdürün ona acımasını sağlamıştır. okulda istediği saatte kalkma hakkı olan descartes, büyüyünce de bu alışkanlığını devam ettirmiştir. analitik geometriyi, bir sabah yatağında uzanırken, tavandaki sineğin hareketlerini izlerken geliştirmiştir. tavanın köşesine yaklaşan sineğin uzaklığını hesaplarken köşeyi oluşturan tavan ve odanın iki duvarının koordinat düzlemleri olabileceğini düşünmüştür.

Alfa dalgaları insan gözlerini kapattığında ve tamamen sakin olduğunda görülür. Bu dalgaların fizyolojik orijinleri halen tartışılmakta. Hemen şunu ilave edelim ki: Yoga, Meditasyon gibi çalışmalar yapılırken yapılan ölçümler beynin Alfa dalgaları yayınladığını göstermektedir. Düşünme faaliyetinin olmadığı tam sükunet anında beyin bol miktarda Alfa dalgaları yayınlar. Şahıslarda sükunet hali bozulur bozulmaz; Alfa dalgaları basılırlar. Örneğin derin bir konsantrasyon veya meditasyon hali içinde bulunan bir kişiye herhangi bir konu hakkında soru sorulacak olursa Alfa dalgaları derhal daha düşük amplitütlü Beta dalgalarına dönüşürler.

Alfa dalgaları bilinen beyin dalgaları içinde en güçlü ve salıklı dalgalardır. Bu dalgalar, çocukluktan itibaren yavaş yavaş gelişerek beyin tarafından yayınlanır. 1.5 yaşındaki bir çocukta Alfa dalgalarına nadir rastlanır. 3-5 yaşlarındaki çocuklarda ise bu dalgalar daha belirginleşir. Çocuk, 10 yaşına geldiğinde dalgaların iyice organize olduğu anlaşılmıştır. 16-18 yaşlar ise bu dalgaların tam düzeninin kurulduğu devre olarak biliniyor.Yaşamın yaşlılık döneminde ise çocukluk dönemlerinde olduğu gibi bu dalgaların gittikçe yavaş olduğu anlaşılmaktadır.

Alfa dalgalarının oluştuğu duruma parapsikoloji de Alfa Durumu adı verilir. Son yıllarda Parapsikolojinin Alfa ritmine eğilmesi pek çok bilinmeyene ışık tutacaktır. Çünkü bu durum kontrol altına alındığı takdirde paranormal olayları açıklamak iyice kolaylaşmaktadır. Bu görüşten hareketle bir teori geliştirilmiştir. Bu teorinin ışığında Alfa dalgalarını ışık, ses gibi çeşitli uyarıcılarla belirgin duruma getirerek arttırmak amacıyla imal edilmiş çeşitli aygıtlar her geçen gün gelişmektedir. Son senelerde bu aletlerin geliştirilmesine verilen önem sonucunda halen parapsikoloji laboratuarlarında kullanılan pek çok portatif aygıt bulunmaktadır.

Esasında parapsikologların halen üzerinde çalıştıkları Alfa Durumu, çok eski zamanlara dayanır. Okültizm, Yoga ve pek çok inisiyasyon ekollerinde zaten biliniyordu. Bütün bunları deneysel olarak ispatlamayı amaçlayan parapsikologlar en azından Alfa Durumunun Telepati, Duru görü ve Kehanetlerle alakası olduğunu bilmektedirler.

Filipinli rahmetli ve ünlü şifacı Tony Agpao’nun Almanya’da doktorlar denetiminde gerçekleştirdiği enteresan bir olay vardır. Olay, aynen şöyle gerçekleştirilmiştir:
Agpao, bir EEG aygıtının elektrotlarını kendi kafasına,bir diğer EEG cihazının elektrotlarını da bir sara hastasının kafasına raptettirir. Grafik Olarak beyin dalgaları çizilmeye başlandığında Agpao’nun grafiğinde son derece sağlam ve sağlıklı Alfa dalgaları olduğu görülür. Oysa sara hastasının grafiği ise son derece sağlıksız ve düzensizdir. Üstelik sıkça patolojik Delta dalgaları da görülmektedir. Agpao, hastanın elini tutunca, kendi beyin grafiğinin değişmediği halde hastanın grafiğinde son derece sağlıklı ve Agpoa’nınkiler kadar düzenli Alfa dalgalarının görüldüğü grafik olarak izlenmiştir. Agpoa elini hastanın elinden çekince hastanın grafiği yine patolojik dalgaları göstermeye başlamıştır. Olay defalarca denenmiş, hiçbir seferinde durum değişmemiştir. Deney süresi boyunca Agpoa’ nun düzenli Alfa dalgaları hep muntazam kalmış, ancak hastanın elini her tutuşunda da kendi düzenli Alfalarını hastaya nakletmeyi becermiştir. Böylece görülen şudur ki; Kişide yapay veya nakil yoluyla meydana getirilen Alfa dalgaları, Epilepsi, Sara bile dinlememektedir. Çünkü bilindiği gibi bu tür hastaların beyin grafikleri son derece düzensizdir.

Alfa ritminin önemi parapsikoloji’de çok önemlidir. Çünkü alfa dalgaları, frekans ve amplitütleri en yüksek olan dalgalardır. Bu dalgaların düzene konulması için önerilen çalışmaların başında ise nefes egzersizleri gelmektedir.

Alfa Üretiminin Faydaları Nelerdir?

Sağlıklı alpha üretimi, zihinsel beceriyi arttırır, zihinsel ahenge yardımcı olur, rahatlama duygusunu arttırır. Bu durumda elinizdeki herhangi bir işi başarmak için hızlı ve etkili hareket edebilirsiniz. Alpha hakim olduğu zaman kişiler kendilerini rahat ve sakin hissederler. Alpha bilinç ile bilinçaltı arasında köprü gibidir. Gevşemiş, rahatlamış normal insanlarda görülen başlıca ritimdir. Hayatımızın büyük bir kısmında, özellikle 13 yaştan sonra daha aktiftir. Alpha ritimleri beyinde bütün parçaları birbirine bağlayan beyaz bir maddeden çıkar. Alpha kişi uyanık olduğu zaman devrededir. Occipital bölgede (kafanın arkası) ve frontal kortekste yoğunluktadır. Alpha dışadönüklük, yaratıcılık ( bir problemin sonucuna ulaşırken alpha gözlemlenir) ve zihinsel aktivite sağlar.

Eğer alpha dalganız normal limitlerinde ise iyi bir ruh halinde olursunuz, dünyaya daha doğru bakarsınız ve sakin hissedersiniz. Alpha, sınıfta veya işte öğretilen bilgiyi öğrenme ve kullanma anlamında beynin en önemli frekanslarından biridir. Gözlerinizi kapatarak veya derin nefes alarak alpha seviyesini arttırabilirsiniz; Hızlı nefesler alıp vererek düşürebilirsiniz. Araba benzetmemizdeki yeri Alpha dalga seviyesi vitesin boşta olması anlamına gelmektedir. Alpha, bir konudan başka bir konuya kolayca geçmemizi sağlar.

Nefes: Üst ve alt solunum birlikte hareket edecek şekilde dakikada 12-15 nefes alış veriş düzeyindedir. Nefes kapsamlı, ritmik ve düzenlidir.
Dağılım: Beynin bütün lobunu içerir, göz kapalıyken occipital lobda yoğunlaşır.
Subjektif duygu durumları: Relax (rahat), sıkıntısız, uykusuz, sakin, bilinçli
İlişkili iş ve davranışlar: meditatif ve eylemsizdir.
Fizyolojik ilişki: Dengelenmiş ve iyileşmiştir.
Eğitim sonucu: Rahatlama sağlatır.

Bilinçli olarak Alfa ya geçme egzersizi
Vücudunu fotokopi cihazı gibi taradığını düşün ve kas gerginliğine 0-10 arasında bir not ver. (0 çok gevşek 2 masaj yapılmış yada uzun bir duştan çıkmış gibi 10 çok gergin)

örneğin kas gerginliği 6 olsun.

1.şimdi aldığın nefesin parlak mor renkte bir nefes olduğunu varsay ve bu mor nefes yasemin yada papatya kokulu bir mor nefes olsun. aldığın her nefeste bu yasemin yada papatya kokulu mor ışıkla doluyorsun ve gevşiyorsun. Tüm vücuduna bu mor ışık doluyor. kasların pamuk gibi gevşiyor.
1 dk kadar bu zihinsel egzersizi yaptıktan sonra kas gerginliğini tekrar değerlendir.
kas gerginliği 3 ve altına düşene kadar buna devam et.

2. seçenek: kas gerginliğine not verdikten sonra 2 dk boyunca derin nefesler alırken vucudunu kas ve serbest bırak. surekli olarak ust beden alt bedenini sık ve serbest bırak ve derin nefesler al.
kas gerginliği 3 ve altına düşene kadart devam et.

Son olarak, alfa yada hafif trans durumu bilincaltının telkine ve değişime kendini açtıgı bir zihinsel boyuttur. olumlama, yaratıcı imgeleme, geribildirim ve tüm nlp ve koçluk seanslarında ayrıca ders çalışma, yabancı dil öğrenme, sınav öncesi alfaya geçmek verimi ve başarıyı ciddi ölçüde yükseltir.

Bu yazı farklı kaynaklardan alıntı yapılarak düzenlenmiştir.yeşim

Kişisel Gelişim uzmanı * Yoga Eğitmeni * Nefes Terapisti