İlahi şehir Rishikeshteyiz

IMG-20190301-WA0014İlahi şehir Rishikeshteyiz

27 Şubat 2019 Çarşamba,

Artık Rishikesh’ e gitme vaktiydi bizim için. Sabaha karşı 3 civarında arkadaşlarımız Türkiye’ye dönüş yapmak için havalimanına yola çıkltılar. Biz de otelde kahvaltımızı aldıktan sonra aracımızla yola çıktık. Yaklaşık 5 saatlik yolculuğumuz keyifli  geçti. Yollarda Shiva manastırına giden halkı gördük. Mola verdiğimiz yerde Mc Donalds var diye bir sevindik ki sormayın . Tavukburger ve vejeteryan hamburger veriyorlar. 2, 3 saat kadar sonra mahallemiz diyeceğim Rishikesh’e gelmiştik.

Geçen sene de kaldığımız Elbee Oteldeyiz. Rishikesh te kalacaksanız en az bir gecesini bu otelde kalın. Mutfağı damaklarda iz bırakıyor. Hint  mutfağının  ne demek olduğunu bu otelde  anlıyorsunuz. Terası, odaları her şeyi konforlu. Yoga salonu ve yoga eğitmeni de var. Rehberimiz bizi otelde bekliyordu. Odalarımıza yerleşip öğlen yemeğimizi yedikten sonra köprünün diğer tarafında kalan Parmath Niketan Aşram’a  gittik. Çevreyi dolaştık. Nasıl da özlemişim bu sokakları. Bu mevsimde hava çok sıcak olmuştu geçen yıllarda. Ama şimdi oldukça soğuk bir hava vardı. Başlayan yağmurla biraz aarti dinledikten sonra otelimize geçtik. Şahane bir akşam yemeği  ve odalarımızdayız.

IMG-20190302-WA005628 Şubat 2019 Perşembe

Ertesi gün rehberi çağırmadık. Bizim için aşrama gidip IYF (İnternational Yoga Festival) kaydımızı yapacaktı. Sabah 07.00 de yoga çalışmamızı yapıp, kahvaltımızı aldıktan sonra Laxman Jula’ya gittik. Sabahtan akşama kadar bir cadde üzerinde nasıl vakit geçer demeyin  geçti valla. Kah gezdik, kah kahve molası verdik , bu bölgenin yerel dükkanlarında göz doyurduk. Akşam üzeri bizi bekleyen şoförümüzle birlikte otelimizin yakınında olan diğer bir aartiye gittik. Daha önceki yazılarımda aartiden bahsetmiş olabillirim ama ben gene burada da açıklayayım. Aarti, mantraların söylendiği, ellerinde pirinç kapların içinde ateş yaktıkları doğayı ve varlığımızı kutsamak için yaptıkları bir ritüel. Burayı belki de en özel yapan bir durum bu. Her gün 18.00 da bu ritüelin tekrarlanması enerjinin yüksekliği, Ganj ile bu enerjinin  tüm o bölgeye yayılması iyi ki buradayız dedirtti bize tekrar. Gözümüzü, kulaklarımızı, ruhumuzu  doyurduktan sonra otelimize döndük ve rehberimiz IYF ye giriş bilekliklerimizi getirdi. bilgniz olsun bir günlük festival giriş ücreti, tüm gün sabah öğle ve akşam yemekleri ve eğitimler için 70 USD.

01 Mart 2019 Cuma

Garden bölümünde bir şaman ritüeli varmış.  Ortada yanan kocaman bir ateş var o soğukta ilaç gibi geldi . Ritüel alanının  içine girerken ayakkabılarımızı çıkardık çantalarımızı bıraktık. Arkada duran kuş yuvası gibi iki çadır gözümüze ilişti. sSweat Lodge yani buhar klübesi anlamına gelen iki çadır yapılmış. Omuzlarımızn ve dizlerimzin kapalı olması önerildi ritüelin gerekliliği olarak.. Sonra sırayla içeri girdikve  yerlerimizi aldık. Diğer çadıra mens döneminde olanlar geçti. Bizimki kadın erkek karışık olan çadırdı. İspanyol olan bu grup yanında bir çok kişiyle gelmişlerdi ülkelerinden. İçeride ortası boş kalacak şekilde fi altın oran gibi dizildikten sonra üstleri çıplak iki adam geldi. Ayini yönetecek kişilerdi. Biri İngilizce çeviri yapıyordu bize. IMG-20190303-WA0007Örtüden olan kapı kapandı ve içeri büyük büyük yanan taşlar alındı. Biz bi mutluyuz ki sormayın ısındık ya.. göz gözü görmüyor, bendirle başladı ritüel. İçeri taşınan ateşlerin üzerine doğa anayı, 5 elementi, insan varlığını kutsayan ayinsel söylemlerle birlikte ortalık gitgide ısınıyordu. Terlemeye başlamıştık ve soyunmak tek çözümdü. Yaklaşık 1 saat süren bu ritüel de belli zaman aralıklarıyla yanan taşlar, dökülen su, çıkan buhar derken, tırnaklarımızdan  bile ter çıkıyordu. Eğer nefes darlığınız var ise kapıya yakın bşr yere oturun ya da içeri hiç girmeyin ya da izin isteyip çıkın. Hamam alışkanlığınız varsa sorun değil. Açıkçası ben sonun akadar dayandım ama artık son dakikalarda yiğitliğimden vazgeçmek üzereydim ki neyse bitti . çok güzeldi. Ertesi gün orada kalsaydık tekrar giderdim o başka. İlk defa ne olacağını bilmediğim ve buharı pek sevmediğim için zor dayandım. Meğerse ateşli taşlar içeri alındıkça buhar arttıkça çadırın üzeri hava çıkmasın ve girmesin diye bir örtüyle kapatılıyormuş. Daralma sebebim belli oldu. Attığımız ter, toksin bendirin sesi, girilen trans çok ama çok güzeldi. Seneye tekrar bir arada olmak dileğiyle diyerek sırılsıklam olmuş bir vaziyette ayrıldık oradan. Katıldığımız Temazcal ayininden ayrıca detaylı olarak başka bir yazımda bahsedeceğim sizlere.Hava aydınlanmıştı. Kahvaltımızı alıp hatha yoga sınıfına girdik. Bahçesi çok keyifli aralarda uzanacağınız kocaman yeşillik alan var. Maumunlar cirit atıyor etrafta. Herkes br sınıfa yöneliyor. 5 ayrı bölümde ders veriliyor . dünyanın her bir yanından gelen hocaların sınıflarına geçiyorlar. Bizim ülkemizi uzun yıllardır temsil eden  Mert Güler hocada orada ekibiyle birlikte. Katıldığımız Shiva dans çalışmasında biraraya geldik kendisiyle. Mert hoca her sene, festivalde Rumi meditation çalışması yapıyor. Sufi dans yani. Bizim için bir türk olarak çok gurur verici.

IMG-20190302-WA0045Shiva dans ve hocası da pek şekerdi. 2 saat boyunca kendmizden geçtik.  Sattvayogaacademy nin yaptığı bu çalışmanın adından  gene garden daki sesle çakra açma çalışmasına katıldıkrtan sonra artık sıra geldi o muhteşem aarti törenine. Açılış 3 te başlamıştı. Aarti için 18.00 de toplanmıştık hınca hınç insan topluluğu ile. Birde ne görüiyim ilk Hindistan a gittiğimde mini bir konserini izleme şansnı bulduğum Sivamani de orada . dünyaca ünlü perküsyon ustası. En güzeli ise 20.oo de ganga kenarında mini konser verecek olması idi.

Nasıl anlatılabilinir ki burada  bilemedim. Bu adamı seyretmeniz lazım . her şeyi davula çeviriyor, coşturuyor.

https://www.youtube.com/watch?v=sSTYk5ZMBmY

bu seneki videoları da you tube kanalıma  yükleyeceğim.

  1. 30 başladığımız güne, dolu dolu yaşadığımız dakikaların bizde yarattığı hoşnutlukla geçtik otelimize.

02 Mart 2019 Cumartesi

Bugün gezi planımızda Haridvar var. Hari Tanrı, Dvar kapı demekmiş. Tanrının giriş kapısı denen bu bölge Rishikesh’e göre çok kalabalık. Yaklaşık yarım saatlik bir sürede gidiliyor. Bir kalabalık ki  sormayın. Her yerde yerlerde hazırlanan takları görüyorsunuz. Lord Shiva festivalinden bahsetmiştim ya size. İşte o festival için omuzlarında taşıyacakları tanrılarına hediye götürdükleri sunaklarını hazırlıyorlardı. Herhangi bir beklenti olmadan yapılan, inançları gereği ve kendilerini huzurlu kılan bu sunakları hiç omuzlarından indirmemeleri gerekiyormuş.  50 km lik yol boyunca onları omuzlarından indirmiyorlar ve tuvalet gibi ihtiyaçlarında ise bir başkasına devrediyorlar. Nasıl bir inanç sistemid,r bu. Hayranlıkla ve şaşkınlıkla izliyorum. Burada çok gezilecek tapınak yok. Açıkçası tapınaklarada doyduk artık. Bir an önce otelimize gidip öğlen yemeğimizin ardından  tekrar çarşıya gidelim diye yaptığımız planı uyguladık.  Yağmurlu hava, festivale gelmiş insanların kalabalığı, sadular, inekler, maymunlar, köprüler, arada molalar verdiğimiz Honey Cafe, Ganga cafe, 24 saat mantralar okunan yerleri, doğaltaş ve tekstil mağazaları  o bölgeye enerjisini veren Mother Ganga, aşramın huzuru, hepsi hepsi Rishikesh’in toplamı.

Aşram demişken , aşram medrese gibi bir yer aslında. Öğrenciler yetiştirilen, içeri de karma yoga uygulanan, ucuz fiyatlarla kalabildiğiniz, mutfağında temizliğinde yardımlaştığınız, bağış yoluyla gelir elde eden, fakir fukarayı doyuran bir yer.  HH PUJYA SWAMI CHIDANAND SARASWATIJI şu an ki başkanı. yoga festivalinin en görkemlisi bu aşramda yapılıyor. farlı ülkelerden gelen 40 45 kişilik bir eğitmen katılımı var. farklı ekollerin uygulandığı bu festivalde yogada, nefes ve meditasyon tekniklerinde daha da derinleşiyorsunuz.

03 Mart 2019 Pazar

Himalayaların eteklerinde kurulan ve ilahi şehir de denilen, Ganj’ın enerjisiyle dolmuş, kirtan ve aartileriyle insanları kendine çeken bu mistik şehre veda etme zamanı geldi çattı. Sabah yoga çalışmamızı yapıp kahvaltımızın ardından, çarşısına çıkıp baharat almak istediysekte bulamadık. Ama çarşı pazar dolaşıp  tuk tuk yani rikşayla otelimize geri döndük. Ve çıktık tekrar yola Delhi’ye doğru.  O sevimli mola yerimizde Mc Donalds mutluluğunu tattığımızın da altını çizmek isterim.

Delhi’nin o birbiriyle çelişen manzarası, bir yanda yüksek yüksek binalar, muntazam çiçekli yolları, bir yandan açlık ve fakirliği yaşam felsefesine dönüştürmüş insanların yarattığı uçluklar karşıladı tekrar bizi. Otelimize geçip ertesi sabah Varanasi’ye gideceğimiz için çok fazla oyalanmadan yattık.

 

Hindistan’a giderseniz ve ruhsallığı yaşamak isterseniz Mutlaka Rishikesh’e gidin ruhsallığı orada yaşayın.

Nepal, Jaıpur, Agra yazılarım ve tüm  fotoğraflar için üzerlerine tıklayınız.

bir sonraki yazımda Varanasi’yi anlatacağım.

 

 

212121

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.