Yaşam Koçluğu

indirYaşam Koçluğu Nedir? diye soranlar için iki kelime karaladım 🙂
Son yılların birden parlayan ve her şey gibi onun da tüketildiği yaşam koçluğu nedir gerçekten?
Bir yıldız gibi parladı birdenbire girdi hayatımıza bu kavram çok çabuk kirletildi ve koşar adımlarla çıktı mı yaşantımızdan?
Ben de yaşam koçluğu eğitimi almış biriyim, üstelik o eğitimleri alırken bir gün meslek olarak yapacağımı düşünmemiştim, sadece kendime, aileme yakınlarıma ya da hayata nasıl bir katkım olabilir diye aldım eğitimleri.
Gördüm ki; içeriği her kesimden insana faydalı olabilecek bir çalışma. Önce kendine, hayatına bakış açını değiştiriyorsun. Bu sebeple bu işi meslek olarak görmek yerine, önce kişinin kendisine ne fayda sağlar? ona bakmak lazım.
Yaşam koçluğu; kariyer, öğrenci, ilişkiler, kuantum koçluğu olarak branşlara ayrılır. Kişinin potansiyelini ortaya çıkarmasını sağlar. Hedef belirlenir ya da var olan hedeflere ulaşma yolu ve bu yolda kalmak için neler yapılmalı gibi unsurlar saptanır. Eylemler ve eylemlere geçmekte ki engelleri ortaya çıkarır. Kişi daima kendisi bulur sorduğu sorunun cevaplarını.
Yaşam koçu; kişiye sadece farkındalık yaratacak, cevapları bulmasını sağlayacak soruları sorar. Danışanın yerine karar vermez, onun yerine harekete geçmez. Danışanın hayatında ki sıkıntı ya da çıkmaz ne ise onun sebeplerini ve o sıkıntıdan çıkış yollarını gösterir.

Yaşam Koçluğu, bireyin mevcut durumunu anlatmak, göstermek, bireyin farkındalığını artırmak  konusunda yardımcı olur. Bu aşamada Koçun kullandığı bir çok yöntem vardır.

Yaşam koçu ile birlikte 3 ana konu üzerinde çalışılır. İnançlar; olumlu olan, kısıtlayıcı olmayan inançlarla yola devam edilmesi, hedefler; ne istenildiği ve nasıl elde edileceği, değerler; değerlerin tanınması ve hedefe bu değerler ile koşabilmesi konularında yaşam koçu destek verır.

Yaşam koçu bireyin bir daha ona ihtiyacı kalmayacak şekilde çalışmalıdır, bir noktadan sonra birey kendi değer , hedef ve farkındalığı ile ilerleyebilmelidir.

Kişinin hedefleri ve kendisi arasındaki köprüdür yaşam koçluğu çalışmaları.

Ben sesimi duyurabilsem derdim ki hükümet yetkililerine; her mahalleye düşen bir Sağlık Ocağı gibi, Yaşam Koçluğu Merkezi açılsa. Hastanelerde psikiyatrinin önünde ki kuyruklar azalıp, ilaç kullananların sayısı oldukça azalır diye düşünüyorum.
İlkokulda düşünce ve dil yani sözcüklerimizin önemi üzerinde duran NLP derslerinin olmasını önerirdim yetkililere. Cesur bir gençliğin yetişmesi için. Geleceğini düşüncelerle ve kullandığı sözcüklerle nasıl etkilediklerini öğrenebilsinler ve ona göre konuşmayı ve düşünmeyi öğrensinler diye.
Bitirdiği üniversiteden memnun olmayan bir çok kişi tanıyorum çünkü onlar sırf üniversiteye girmiş olmak, aileyi zorlamamak, aptal yerine konmamak adına gittiler o üniversitelere. hayatla ilgili tam hedefleri bile yokken. Oysa hedef koymayı ve hedefe yürümeyi öğrenselerdi okul yıllarında belki şu an bir çok kişi mesleğini severek yapıyor ya da sevdiği mesleği yapıyordu. Böylelikle pazartesi sendromu denilen şeyde ortadan kalkardı belki de. 🙂
Basit bir meslek gibi duran yaşam koçluğu bilinse ve uygulanacak olsa eminim ki daha mutlu bir nesil olabilir.
Anlaşıldığı üzere ben yaşam koçluğunu sonuna kadar savunan biriyim eğer ki; iyi bir merkezden eğitim aldıysanız, yaşam koçluğunun sınırları içinde kalıyorsanız, haddinizi ve bilginizi aşan konulara girmiyorsanız.
Bu konuyla ilgili bir yazı okumuştum. Oldukça ağır sözlerle eleştiriliyordu Kişisel Gelişim Uzmanlarını ve Yaşam Koçlarını. Bu yazıyı yazan bir psikiyatrist. Yazı gerçekten ağır bir dille yazılmış ama çok doğru noktalara değinilmiş bazı yerleri vardı. İçeriğinde; insanların bu kişisel gelişimcilere bel bağlayarak, gerçekleri görmezden gelerek mutlu olma hali, olumlamalar yaparak zenginliğe doğru hızla yol alma hali ve bunlara benzer konularda umut tacirliği yaptıklarından bahsediyordu. Haklı olduğu taraflar çok.
İşte gene aynı konuya geliyoruz, burada suç yaşam koçlarının mı yoksa onlara fazlaca bel bağlayan ”kişisel gelişimcilere, reiki master’ lara vs. vs.  gidiyimde işlerimi yoluna koysun, benim çakralarımı düzenlesin, benim yerime benim için bir şeyler yapsın”  diyenlerin suçu mu? Mutlu olmak adına her kapıyı çalanların mı suçu yoksa?
Herkesin peşinden koştuğu duygu mutluluk. Bunun için kişisel gelişim kitaplarının satışı son yıllarda yüzde yüz artmış. Kim mutluluk vaadetse, hangi mental teknikle, çalışmayla, seminerle, toplantılarla bu olaya ulaşacağını hissetse insanlar hooopp orada alıyorlar soluğu. Bunun nesi yanlış diye soruyorsanız yanlış yok. Beklenti çok. Sorun da burada zaten. hep birilerinden bekliyoruz. ve bazı bu çalışmalara kendi çıkarı için ticari gözle bakan bu kesimden faydalanmaya çalışan çakal koçlar, bu güzel çalışmalara gölge düşürdü. Yaşam koçlarına başvuran bazıları, istedikleri sonuçlara ulaşamadı ve yaşam koçluğu tükaka oldu, daha çok depresyona girdiler ve psikolog yada psikiyatrlara da haklı olarak eleştirme  hakkını verdiler.
Ne yaşam Koçu ne de başka terapistler, mutluluk satamaz bunu iyi bilmek gerekir.
Uzmanlara göre insanı mutluluğa boğmayı amaçlayan kişisel gelişim teknikleri hayatın akışına aykırı. Kayıtsız şartsız sürekli bir mutluluk halinin mümkün olmadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, ‘kişisel gelişim mutluluğu’ olarak nitelendirdiği mutluluk arayışının depresyon sebebi olduğunu söylüyor.

”Bir kişisel gelişim saçmalığıdır kayıtsız şartsız ve sürekli bir mutluluk hali…Başkası istediği dakika meleklerle ve/veya insanın her dediğini yerine getirecek bir takım ışık varlıkları, ilahi ışığın şifa elçisi gurular, enerji varlıkları, mesela bilmem kaç sene önce ölmüş birinin enerjisi/ruhu vs ile konuşup her konuyu onlara havale edeceğini onların aracılığıyla her istediğini elde edip, mutluluğu yakalayacağını zannediyor. Bir süre sonra mutluluk beklentisinin boşa çıkmasıyla kendisini yeni arayışlarda, yeni şifa yöntemlerinde, yeni havariler peşinde ya da ilaç kuyruklarında buluyor. Sonu ise derin bir umutsuzluk… Beklentilerin, emeklerin, zamanın, uğraşıların boşa çıkması ile yaşanan derin bir umutsuzluk” diyor Başkak.

Peki yaşam koçlarından, kişisel gelişim kitaplarından, olumlamalardan, dualardan, toplanan kuş tüylerinden vs., beklediğimiz mutlu olma haline nasıl ulaşacağız.

Kendi hayatımızın Koç’u nasıl olur ve mutluluğu nasıl yakalarız?

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki sürekli mutluluk duygusu içinde kalamayız. Yok böyle bir dünya. Bu yaşamda her türlü olumlu ve olumsuz duygular var. İnsan olduğumuzu hatırlamalı ve her duyguyu yaşamak için kendimize izin vermeliyiz. Önemli olan olumsuzlukların içinde çok  kalmadan o duygudan almamız gereken öğretiyi alıp oradan uzaklaşmak. Her yaşadığımız olay bizi eğitir ya da geliştirir. Olaya o gözle baktığımızda duyguların derinliğinden çıkarız. Kah gülüp kah ağlayacağız. Bir sevinip bir üzüleceğiz. Dünyanın her halini, mevsimleri yaşar gibi yaşayacağız.

Seanslarımda da danışanlarıma derim ki; her duyguyu yaşamak için kendine izin ver. Sürekli mutlu, neşeli olamazsın o bir kandırmaca olur ve sonucu daha mutsuz olursun. Ve ne yaşıyorsan yaşa ona rağmen mutluluğu seç. Çünkü benim için mutluluğun formülünden biri sıkça kullandığım terim”Rağmen mutluluk”,

Yaşadıklarımıza ya da yaşayamadıklarımıza rağmen elimizde olanlara, hayatımızda, bizimle olanlara şükretmektir mutluluk.

En sıkıntılı zamanlarda bile, kurtulabileceğine dair içinde bir duygunun geçmesidir, umudun oluşmasıdır mutluluk.

Yolunda gitmeyen her şey karşısında sabredecek sebeplere sahip olmaktır mutluluk.

En zor zamanlarda bile, bizleri hayata bağlayacak noktaları fark ederek, daha iyi olmak için mücadele edecek gücüne sahip olduğumuzu, içimizde ki ışığı hissetmektir mutluluk.

Sonsuza kadar sürekli gülmek değildir, sıkıntılı zamanların aşılabileceğine inanmak ve gayret edecek gücü fark etmektir mutluluk.

Koşullarını iyileştirebilecek gücün kendinde mevcut olduğunu bilmektir.

Umuda tutunmaktır, sabretmektir, yorulmaktır.

Bazen gülümsemek, bazen ağlamaktır mutluluk.

Biz bu olguları kendimizde fark ederek yaşadığımızda, hayatlarımızı daha kolay planlar, olmak ve yapmak istediklerimize daha kolay odaklanır ve hayata geçirebilirsek kişisel gelişimcilere bel bağlamaz, her şeyi onlardan beklemez, olmadığında da hayal kırıklığına uğramayız.

Mutluluk var eden bir sihirli değnek var ise o benden başkası, benim zihnimden başkası değildir. Mutlulukta, mutsuzlukta bir seçimdir. Yaşam koçu sadece bu sihiri kullanma formüllerini size hatırlatan kişidir.

Kişisel Gelişim Uzmanı-Yoga Eğitmeni-Nefes Terapisti 

Harıdvar

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.